PALU

Gezilecek Yerler
Tarih ve Arkeoloji

Palu; Fırat Nehri’ nin iki büyük kolundan biri olan Murat Nehri’ nin nazlı nazlı kıvrılarak aktığı kadim coğrafyada kurulmuş bir güzel kent. Elazığ kent merkezine 77 kilometre uzakta, denizden 844 metre yükseklikte, yaklaşık 7.000 senedir insanların yaşamak için tercih ettikleri bir yerleşim. Tarih boyunca Sümerler, Hurriler, Hititler, Asurlular, Urartular, Persler, Romalılar, Sasaniler, Bizanslılar, Emeviler, Abbasiler gibi değişik kültürlere ev sahipliği yapmış, Çubukoğulları, Artukoğulları, Anadolu Selçukluları, İlhanlılar, Dulkadiroğulları ve Akkoyunlular gibi medeniyetlerin hâkimiyeti altına girmiştir, Çaldıran Zaferi’ nden sonra da Cemşid Bey’in yönetiminde Osmanlı Devleti topraklarına katılmış.

Palu Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney arasındaki kavşaklardan bir tanesi. Murat Nehri’ nin bir yakasından diğer tarafından geçmeye imkan tanıyan Palu Köprüsü, vaktiyle İpek Yolu’ nun da bu bölgeden geçmesine izin verdiği için Palu tarih boyunca hep önemli bir ticaret merkezi olmuş. İstanbul’ dan başlayıp Bağdat’ a uzanan demiryolu bu bölgeden geçip gitmiş. Krom, mermer ve kum ocakları sebebiyle önemli bir ekonomik potansiyele sahip olmuş. Palu'da bugün 1. Derece SİT alanı olan ilçe sınırları içerisinde 33 adet tescilli tarihi eser bulunmakta. Mutfağı ile öne çıkan Palu’ da uzun süreli Ermeni yerleşimi sebebiyle Ermeni yemekleri de önemli bir rol oynuyor. Yani Palu’ da doğal güzellik, kültür ve tarihi eserler hepsi bir arada.

Bölgenin en önemli tarihi kalıntısı; ünlü gezgin Evliya Çelebi’ nin “göğe baş uzatmış bir kale” diye nitelediği Palu Kalesi. Kale; Artuklu, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde savunma amaçlı olarak kullanılmış. Modern yerleşim merkezinin 1 kilometre kadar doğusunda sarp bir kayalık üzerinde yer alan kale bir tünel ile nehir yatağı ile bağlantılıymış ve bu tünel kaleye su taşımak ya da kaleden gizlice kaçmak gibi amaçlarla kullanılırmış. Urartu Dönemi’ nde Palu ”Sebeteria” ismi ile bir sınır kenti olduğu için kalede çivi yazısı ile hazırlanmış bir de kitabe var. Kayaya oyulmuş 3,40 metreye 1,50 metre boyutlarındaki bir nişin içerisinde Asur Çivi Yazısı ile kaleme alınmış metin Urartu Kralı Menua tarafından diktirilmiş.

Bu yazıttan başka kalenin içerisinde Urartu yöneticileri için hazırlanmış ve ev boyutunda 3 kaya mezarı, tahıl ambarları, su sarnıcı, kaya merdivenleri, tapınma nişleri ve cephanelik gibi bölümler de bulunuyor. Artuklu Hükümdarı Belek Gazi’ nin karısı Ayşe Hatun ile olan düğünlerini bu kalede yaptıkları biliniyor.

Murat Nehri’ nin iki yakasını birbirine bağlayan Palu Köprüsü’ nün tarihçesi Roma Dönemi’ ne kadar gidiyor. 156 metre uzunluğundaki 3,5 metre genişliğindeki 9 kemerli köprü Bizans, Artuklu ve Osmanlı dönemlerinde onarımlar geçirmiş, son olarak da 2010 yılında restore edilmiş. Taş köprünün hemen yanımda bir de demiryolu köprüsü yer alıyor.

Palu’ da bir kısmı Fırat Kalkınma Ajansı’ nın desteği ile restore edilmiş bir çok tarihi yapı mevcut: 1852 yılında inşa edilen ve Kırklar Camii adıyla da bilinen Ulucami, 16. yüzyıldan kalma ve camii, türbe, medrese ve hazier gibi bölümlerden oluşan Cemşit Bey Külliyesi, siyah / beyza kesme taşlardan inşa edildiği için Alacalı Mescit olarak bilinen mescit, dikdörtgen planlı, Dükkanönü Camii olarak da bilinen Merkez Camii, Osmanlı Dönemi’ ne tarihlenen kare planlı Küçük Camii, Bizans dönemindeki eski bir kilisenin yerine 19. yüzyılda inşa edilen ve içerisinde bazı fresklerin görülebildiği Ermeni Surp Lusavoriç Kilisesi, 1619 yılına tarihlenen ve geçtiğimiz yıllarda güzel bir restorasyon geçiren Çarşıbaşı Hamamı ile birçok çeşme han ve bedesten bu yapılara örnek verilebilir.

Bu arada Palu aynı zamanda Nakşibendi tarikatının şeyhlerinin türbeleri ile de önplana çıkıyor. Şeyh Ali Septi Hazretleri, Şeyh Selahattin Efendi, Mahmut Samini Hazretleri, Şeyh Yasin Efendi, ve Sultan Kubeys Hazretleri’ nin türbeleri tarikatın müridleri tarafından ziyaretçi akınına uğramaktadır.

Palu’ daki gezinizi tamamladıktan sonra, Palu Köprüsü’ nün karşı tarafındaki Hünkar Sofrası ya da Murat Nehri’ nin kenarındaki Balkon Cafe, Sahil Cafe ya da Zirve Cafe gibi mekanlarda başta Palu Tava gibi Palu spesiyalitelerini denemeden sakın ilçeden ayrılmayın.