Tunceli Tarihçe

Doğu Anadolu’nun batısında sarp ve dağlık bir bölgede yer alan Tunceli’nin Pulur (Sakyol) Höyüğünde 1968-1970 yılları arasında yapılan arkeolojik araştırmalar sonucunda elde edilen bulgular, bölgeye ilk yerleşimin çok eski çağlara dayandığını göstermektedir.

Doğu Anadolu’nun batısında sarp ve dağlık bir bölgede yer alan Tunceli’nin Pulur (Sakyol) Höyüğünde 1968-1970 yılları arasında yapılan arkeolojik araştırmalar sonucunda elde edilen bulgular, bölgeye ilk yerleşimin çok eski çağlara dayandığını göstermektedir.

Tarihçiler tarafından, Anadolu’da kendi döneminde büyük bir siyasal birlik oluşturan Hititlerin egemenliğine M.Ö. 13. Yüzyılda girdiği söylenen Tunceli, daha sonra sırasıyla Hurriler, Babiller ve Asurlar’ın egemenliği altına girmiştir. Mazgirt ilçesinde bulunan kalede yapılan araştırmalarda rastlanan çivi yazısı belgelere göre ise; Hitit Devleti yıkıldıktan sonra bölgeye, M.Ö. 12. yüzyılda Urartular’ın egemen olduğu görülmektedir.

Bölge, M.Ö. 7 yy’da Azerbaycan yöresinde ortaya çıkan Medler’in; sonra da M.Ö. 4. yüzyılda Persler’in eline geçmiştir. Ermeni derebeylerinin işgaline uğrayan bölge daha sonra Roma İmparatorluğu’na geçen ve ikiye bölünmesiyle de Bizans sınırları içinde kalan bölgeye, Bizans İmparatorlarından Leon Çimiskes, doğduğu köye “Çimiskepolis” ismini vermiştir. İslam orduları burayı fethettikten sonra ise ismi “Çemişgezek” olmuştur. Bizanslıların 11.yy’a kadar olan yeniden ele geçirme çabaları başarılı sonuçlansa da 1071 Malazgirt Meydan Muharebesinden sonra Anadolu’da Türklerin egemenliğinin hızla yayıldığı dönemde bölge 1087 yılında kesin olarak Türklerin egemenliği altına girmiştir. 1243 yılında ise Selçuklulardan Moğollara hakimiyet geçmiştir. Daha sonraları bu yöre önce Mengüceklerin, sonra da uzun süre Akkoyunluların yönetimi altında bulunan Tunceli, 1473 ylıında Otlukbeli Savaşı’ndan sonra Osmanlı Devleti yönetimi altına girmiştir.

Yöre, Osmanlı yönetiminde 1847 yılında Hozat merkez olmak üzere “Dersim Livası” adıyla sancak yapılarak Erzurum’a bağlamıştır. Tanzimat Fermanı’nın ilan edildiği döneme kadar Tunceli’de, Osmanlı toprakları içinde bulunmakla birlikte devletin kesin denetimi altına girmediği; denetim altına almak ve devlet düzenini sağlayabilmek için yapılan çalışmaların da direnişle karşılaşıldığı görülmektedir.

1879 yılında da Farsça “Gümüş Kapı” anlamına gelen “Dersim” adıyla ayrı bir il olan Tunceli 1886 Mutasarraflığa indirilmiş, 1892’de tekrar sancak yapılarak Mamurattül Aziz (Elazığ) iline bağlanmıştır.

Bugün Tunceli iline bağlı ilçe olan Hozat, Cumhuriyet öncesinde mutasarraflık iken, Cumhuriyetin ilanı ile “Dersim Vilayeti” haline gelmiştir. 1935’te geçici merkezi Elazığ olmak üzere, Erzincan’ın Pülümür, Elazığ’ın Nazimiye, Hozat, Maz, Girt, Pertek, Ovacık ve Çemişgezek ilçeleri bağlanarak Tunceli vilayeti oluşturmaktadır. 1946’da çıkan bir kanunla il merkezi halen bugünkü merkezi durumunda olan Kalan Kasabası olarak bilinen yere nakledilmiştir. Daha önce “Kalan” olan ilin adı Mustafa Kemal Atatürk tarafından “Tunceli” olarak değiştirilmiş olup, bu isim “tunç gibi sağlam insanların yaşadığı yöre” anlamında gelmektedir.