ARSLANTEPE HÖYÜĞÜ
Gezilecek YerlerMalatya il merkezinin 7 km uzağında olan Orduzu beldesinde bulunan Arslantepe, Türkiye’deki en büyük höyüklerden biridir. Arslantepe’de yapılan kazılar, buradaki ilk yerleşimlerin M.Ö 5000 yılına kadar gittiğini göstermektedir. Gerçekleştirilen kazılarda, Arslantepe tarihi boyunca değişik zamanlarda farklı alanlarda bölgeyi kontrol etmiş, büyük bir merkez olduğu ortaya çıkmıştır. Höyükte bulunan çok sayıda mühür, bölge ticaretinin Arslantepe’den yönetildiğini gösterir.
Arslantepe Höyüğü, dünyanın en eski kral mezarı ve en eski kılıçlar gibi çok sayıda tarihi objeye ev sahipliği yapmakta ve bulunduğu ovadan yaklaşık 40 metre yüksekte olup, boyutları 200 metreye 120 metrelik bir uzunluğa sahiptir. Geç Kalkolitik dönemden Demir Çağı'na kadar geçen tarihsel sürecin buluntularına rastlanan Arslantepe, Hititler'den Roma ve Bizans'a kadar pek çok medeniyetin izlerini de bünyesinde barındırmaktadır.
Çevredeki zengin su kaynakları ve yüksek tarım potansiyeli sebebiyle çağlar boyunca bölgedeki en gözde yaşam merkezi olan Arslantepe’de ilk araştırmalar 1932 yılında Delaporte tarafından başlatılmış, 1947’de ise C. Schaeffer takip etmiştir. 1961 yılında Roma La Sapienza Üniversitesi tarafından başlatılan kazılar sonucunda, M.Ö. 3300-3000 yıllarına tarihlenen bir kerpiç saray, M.Ö. 3600-3500’lere ait bir tapınak yapısı, iki bini aşkın mühür baskısı ve başta dünyanın bugüne kadar bulunan en eski kılıçları olmak üzere birçok kaliteli metal eserler bulunmuştur. Ayrıca 2019 yılında yine Türk ve İtalyan arkeologlar tarafından yapılan kazılarda da seramik parçaları, müzik aletleri, ok uçları, boncuk taneleri, kemik alet ve ağırşaklar, çakmak taşları, uzun vazolar, ayaklıklı meyvelikler, arsenikli bakır alaşımlı, gümüş kakmalı kılıç ve 5700 yıllık bir çocuk iskeleti bulunmuştur. Bulunan eserler, günümüzde Malatya Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.
2014 yılında UNESCO tarafından Dünya Miras Geçici Listesine alınan Arslantepe Höyüğü, 25 Temmuz’da 44. Dünya Miras Komitesi toplantısında alınan kararla UNESCO tarafından Türkiye’nin 19’uncu varlığı olarak Dünya Miras Listesi'ne alınmıştır. Bu kararın alınmasında; kültürel gelenekler ve toplumsal değerlerin değişimi, hiyerarşi, sosyal farklılıklar ve ekonomik ayrıcalıklara dayanan yeni sosyal ve siyasi sistemlerin ortaya çıkışına tanıklık etmesi gibi höyüğün üstün evrensel değerleri etkili olmuştur.