RADYO ve GRAMOFON MÜZESİ

Gezilecek Yerler
Kültür & Yaşam

Radyo dalgalarının iletişim amaçlı olarak kullanımını ilk kez 1895 yılında İtalyan Guglielmo Marconi gerçekleştirmiş, 1900 yılından itibaren de radyonun ticari kullanımı başlamış. 1920 yılında Amerika’da ilk olarak yayın hayatına adım atan radyo, Türkiye Cumhuriyeti’nde ise 1927 Mayıs’ında devlet kontrolünde dinleyicilere ulaşmaya başlamış. 1994 yılında ise ülkemizde kanun değişikliği ile devlet tekeli sona ermiş ve özel radyo kanallarının da kurulmasına izin verilmiş.

Türkiye’nin radyo tarihine hakkında bilgi sahibi olmak ve nostaljik materyallerle tarihi bir yolcuğa çıkmak isterseniz, İkinci Dünya Savaşı ve Kıbrıs Harekâtı dönemlerinden kalan, radyocuların kullandıkları mikrofonlar ve dinleyicilerin savaşı takip ettikleri radyolar da yer aldığı “Radyo ve Gramofon Müzesi”, Malatya’da yer alıyor. Aslına bakarsanız İzmir’de “Radyo ve Demokrasi Müzesi”, Çankırı da ise “Radyo ve İletişim Müzesi” yer alıyor ama geçmişte evlerimize müziği taşıyan radyo ve gramofonları bir arada görebileceğiniz tek müze, Malatya’da. Koleksiyoner Baki Tamer Selçuk’ un çabaları ve Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin katkıları ile bir araya getirilen 703 parça radyo ve 45 gramofon, 2018 yılında açılan müzede sergileniyor.

Koleksiyondaki en eski parçalar 1920’ li yıllara tarihleniyor. Logosunda gramofon dinleyen köpek illüstrasyonunun bulunduğu “His Master’s Voice” gramofonları, hepimizin 1970’li yıllara kadar başında oturup “Okul Radyosu”, “Arkası Yarın”, “Radyo Tiyatrosu” gibi programları dinlediğimiz ahşap kasalı Grundig ve Philips marka radyolar müzedeki en nadide eserlerden bazıları.

Müzenin içerisinde radyo ile ilgili değişik köşeler de hazırlanmış. Örneğin Malatya Radyosu’nun yayınlarında kullanılan eski elektronik aletler de müzede sergileniyor. Radyo programlarının yayını sırasında çekilmiş fotoğraflarda ünlü sanatçıları ve politikacıları görmek mümkün. Ayrıca tipik bir radyo tamircisinin dükkanı da müzede canlandırılmış. Ayrıca TRT Radyosu'nun serüveni, İstanbul Telsiz Evi, Fahri Kayahan, Siyasal Tarih, İlk Radyo Yayını gibi birçok alanı da müzede bulabiliyorsunuz.

Müzenin yöneticisi Mehmet Bey, ziyaretçilere müzedeki her bir parçanın hikayesini anlatıyor ve müzedeki eserlerin %85’nin çalışır durumda olduğu bilgisi gibi ilginç bilgileri ziyaretçilerle paylaşıyor. Ziyaretçilere eski pikapların ses kalitesini göstermek için, üst kattaki bir pikapa Füsun Önal’ın ölümsüz şarkısı “Ah Nerede Vah Nerede” şarkısının plağını koyup dinlettiriyor. Gerçekten ses kalitesi, hiçbir şekilde günümüzün dijital ses sistemlerini hiç aratmıyor.

Malatya’ya gidip de bir nostalji turuna çıkmak isterseniz, Radyo ve Gramofon Müzesi’ ni mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.