TUNCELİ DÜZGÜN BABA (ŞAH HAYDAR)
Gezilecek YerlerŞeyh Haydar, Seyyid Mahmud-i Hayrani’nin oğludur. Şeyh Haydar, hayvanlarını otlatmak için Zeve yakınlarında bulunan Zargovit tepesinde bir ev yapar. Kış mevsiminde bile keçilerin gayet güzel beslendiklerini fark eden Seyyid Mahmud-i Hayrani, bu hayvanların neler yemesi sayesinde bu kadar besili gözüktüğünü merak eder ve gizlice Şah Haydar’ın bulunduğu yere gider. Ancak gördüğü şey karşısında hayrete düşer.
Şah Haydar elindeki çubuğu hangi meşe ağacına dokundurursa o ağaç yeşeriyor ve hemen taze filizler veriyor, hayvanlar da bu filizleri yiyerek besleniyordu.
Bu durumu gören Seyyid Mahmud-i Hayrani, geldiği gibi görünmeden sessizce geri dönmek ister. Fakat bu sırada bir keçi üst üste hapşırır. Şah Haydar sesi duyunca keçiye “Niye hapşırıyorsun? Sen benim babam Derviş Mahmud’u mu gördün yoksa?” der ve arkasına baktığında babasının sessizce gittiğini görür.
Söylentiye göre Şah Haydar, babasına ismi ile hitap ettiği için o an çok utanır ve mahcubiyetinden kaçıp, halen Düzgün Baba Dağı olarak bilinen tepeye çıkar. Kaçtığında ayağında karda giyilen leken veya hedik vardır. Bu hediklerle Zargovit’ten Düzgün Baba tepesine kadar (yaklaşık 5 km) üç adım atmış ve bastığı her yerde hedikler taşa iz bırakmıştır. Bu izler hala durmaktadır.
Şah Haydar iki gün eve gelmeyince annesi merak eder. Bu endişe üzerine baba Seyyid Mahmud-i müritlerden birkaç kişiyi gönderir. Müritler 2500 yükseklikteki dağın tepesine çıkıp, Şah Haydar ile görüşürler. Onun durumunun iyi olduğunu gören müritler, babasına durumunun düzgün olduğunu, selam gönderip ellerinden öptüğünü söylerler.
Düzgün sözü dilden dile dolaşır ve asıl adı Şah Haydar olan kişi bir süre sonra Düzgün Baba olarak anılır. Bugüne kadar da Düzgün Baba olarak ismi geçer. O günden sonra 2500 metre yükseklikteki bu dağa da Düzgün Baba Dağı denir. Dağ o günden bu yana kutsal olarak bilinir ve çok sayıda insan tarafından ziyaret edilir. Bölgede kurbanlar kesilip adaklar adanır. Düzgün Baba efsanesi yörede halen hâkim olan babaya saygının eskiden beri var olan geleneğin ifadesidir.